Hayalden İmal Edilmiş Büyülü Rüya

 

                                                                                                                                                Foto: Borges 1984,  Ferdinando Scianna




Hayalden imal edilmiş büyülü rüya

 

Bir fotoğraf, Borges ve ben, hayalhane cafe’nin köşesindeyiz. Merih gelmiş bitirdim yazıyı diyor, sanki rüya. Gerçeküstü. İşte orda karşılaşıyoruz ters üçgenle. Oyun ince, hayal bakir.

 

Ben mi? Fotoğrafı çeken göz, oturup üstüne kurmaca boca eden dimağ. Karşılaşma rüyadan imal edilmiş. Öyledir ve öyle olmalıdır. ‘Ya o seni düşlemekten vazgeçerse’ demiş, aynanın içinden haber vermişti. Rüyadır elbet. Hem gözleri görmemeye yüz tutan, hayatının rüyasındadır belki de.

 

 Karşılaştım, Borges’ti. Rüyama hoş geldin dedim. Gülümsüyordu, ‘Yıkıntısal Döngüler’den birkaç kelime rüyanın çeperlerinde gezindi. Büyülemek için gerçeğin varlığına şükranlarını sundu. Kurduğu birkaç cümleyi hatırlamıyorum, ama büyülenmeyi seçtim. Gerçekti. Rüyanın gerçeği. Tüm kitaplar içinde kör kaldı. Alçaklığın Evrensel Tarihi. Suç var, kurgularsak daha suç olur. Kurmaca hayatın oyuncağıdır. Hayatın üstünde ne var? Kurmacayla keşfedilir. Bir atlas çizdi, dünya ile bire bir aynı, onun üstünde yürüyoruz, belli başlı yerleri fazla bakılıp(basılıp) yürünmekten yıpranmış. O Atlas’ın pek çok mekanını daha geo-graphein ilmi keşfedemedi bile.

 

Hayalhane Cafe’de oturmuş, gökyüzüne bakıyor, palmiyenin dışarıda olduğunu göremiyor ve seziyorum. Ben kör olmayı seçmedim. Rüyanın içinden çıkmamayı seçtim. Aramızda cam var. Scianna moda fotoğrafı çekiminden yeni çıkmış, gel birde seni çekeyim demiş. Rüyayı o görmüş. Rüyanın rüyasını ben görmüşüm, yazarak. Camın ayna olma halini bilerek, palimpsest mekan tasavvurunu sonsuza dayamışım. İki ayna içinden geçip gözleri görmemeye yüz tutmuş Borges’i kendi gözünden (Borges’in kendi gözünden) baktırarak sonsuza uğurlamıştır. Hangi görüntü eski, hangisi tarih öncesi hangisi şimdinin hali. Hepsi rüyanın Borges’e yaptığıdır. Bu rüya okundukça ürer. Okuru ile kendini sonsuzluğa sürükler. Öyle değil mi ama, ya o seni düşlemekten vaz geçerse?

Yorumlar

Popüler Yayınlar