İki hikaye yazdım ardından.....






İkisi de bitmedi

Bitiremedim. İbni arabi okumalarım devam ediyor hala daha.


Konyaya gitmesi beni heyecanlandırmıştı. Malatya’ya gitmesi de heyecanlandırdı. Hikayeyi ibni arabi okumalarımın zenginleşmesi arkasına bıraktım sonra. İbni arabi malatya’da ne yaptı sorusunun peşine takıldım.


Hz İbrahim bahsini okumuştum füsüsta, okumakla anlamak arasındaki uçurum çok büyük benim için hala daha

Tüm kelimeler bana yazılmış gibi okudum. Bir hisse çıkarmak için bir yol rehberi bulmak için .
Hikaye, Malatya’ya geldim diye başlıyordu


Malatya’ya gelemedim.



Yeniden yazılan hikaye de Malatya’ya gelen gezgin bilge olarak geçiyor İbni Arabi
Gezgin bilge nasıl geldi ise bende o izlekten yazmaya başladım yeniden.
Yani yazamadım . yarım kaldı.

Şimdi elimde kocaman iki hikaye var

İkisi de yarım.

‘Malatya’ya geldim.’ diye başlayan bir kurgu, bir de ‘gezgin bilge Malatya’ya geleyazdı’ diye başlayan kurgu.

Kurguluyorum hala daha

Sonra Diyarbakır girdi hikayenin içine Ankara İstanbul
İç dökümü olsun istemedim
Uzaklaşmak istedim hikayeden. Bir kelime bir kelime ilerledi öykü.
Yangın vardı hikaye de ben onu ikinci hikayeye koydum.

İlk hikayeye deprem ekledim. İklimlendirme projesinin etaplarını orada izledim. Malatya askeri üssünde faaliyetler kurguladım. Manyetik dalgalarla ilgili birkaç nosyon kullandım.

Baş ağrıları olmaya başladı insanların. Hiç beklenmeyen mevsim normalleri dışı hava seyirleri oluşturdum.

Az hissedilen depremler meydana geldi.

Çünkü benim için büyük depremler oldu. kalbimde olan depremler, kurguda, gerçekmiş gibi olmalı idi.
İlginç olan ben yazarken bir gün Malatya da deprem olduğunun raporunu verdi kandilli.

Yangın olma olasılığı geçmiş için daha iyi bir dekor olacağı kanısı bana yakın gelince gezgin bilgenin zamanında bir yangın oldu malatya da

Malatya’ya geldim’ ile başlayan şimdi ki zaman hikayesi

Biliyorsun gelmedim

Ama yalan daha başlarken olmalı diye cümle en başta duruyor. Öyle ya ben kocaman bir yalancıyım.


Artık sadece hikayeyi bitireyim telaşı var içimde

Sokakları, inönüsü, Ermenileri, kanalboyu, sunam türküsü, özalı , huston olma hayali, tıp fakültesi, 28 şubatı, hava lojmanları  neler neler


Öyle bir yerinde bıraktım ki kelimeleri
Çünkü içlerinde kan dolmaya başlamıştı artık
Yazmamalı idim .

Şiirle sakinlenen kelimelerim hikayeye gelmiyorlardı.
  Şiirdeki kan tortusu hikayeyi acılaştırıyordu.
Oysa hikaye müthiş.

Bir ara tam o bıraktığım yerde kesik olarak kalsın hikaye  öyle yayımla dedim içimden

Ama o yarım kalan yerden, ben kanıyorum işte ya, okuyucu kim nasıl kanar diye, bir son bulmak zorunda hissettim kendimi

Bitiremedim hikayeyi

Yayımlamadım da o yüzden.
Onbir sayfa idi yüz sayfa oldu
Bereketlendi, çünkü bereketlendim ben.

Hikaye yarım kalırsa vasiyetim diye kara bir deftere not bile aldım.
Vasiyetim şudur dedim.
Şudur:
….

Var bişeyler işte.



Hikayeyi tamamlamak için hayatı yarım bırakmak olmaz
Hem benim hikayem yaşanacak ki yazılsın
Tüm kelimelerim yalansa dibine kadar yalan olsun, gerçekse dibine kadar gerçek olsun diye bekler.
Bil ki hikaye gerçek olunca yayımlanacak.

Bil ki diye seslendiğim ey

Ey okuyucu

Bilmesen de olur.


Kalbinde ne ise odur.






Yorumlar

Popüler Yayınlar