T e r k M e r h e m i
Aşk ki çok biliriz
hepimiz, terk etmekle başlar
Ondan sonra bu soyut aşkı yüceltmeler falan
Mecnun olmalar, Leylasızlıkla başlar
Leyla varken Kays olan
Leylasız, isim bulur, genellikle delice bir isim olur bu; Mecnun
Var olanın yokluğunda olur olan.
Kıymet bilme denen Aşk, nasiptir!
Kıymet bilmek yokluğunu bilmektir.
Yok’luk bilgisi, kıymet bilmenin ilk rüknü.
Peki ‘yok’ kavranması için, Var’ın eksikliği idrak edilmeli değil midir?
Seni yokluğunda bildim, iman etmektir.
Her yerde o kadar zahirsin ki, işte o yüzden pinhansın ayanda.
Bilmek; marifet.
Yok, var, hep avuntu.
Nasip, istemen.
İstediğin nasibindir.
Terk edilmiş birinin hüznü mü desek, isyanı mı desek ilk anda?
Çaresizlik, deli olmak, seni dolu hissettiren tüm duygular, haller senden uzakta şimdi.
İstiyorsun onu, beraber olmak istiyorsun, seni tamamlayan o.
Ve bunu bile bile seni terk etti.
Sanırım o artık seni terk etti.
O seni istememeyi istedi.
Hangi istek daha hürmetli onu zahir edeceksin kalbinde.
Senin isteğin mi, onunki mi?
Kalbin terleyecek, kalbin çarpacak.
Kalbin sınanacak. Hepsi çok tehlikeli şeyler. Ama nasibin seni kıymetli yaptı.
Neden seni istemiyor. İstemek?
Soruların başladığı yerde bitendir aşk?
Hiçte öyle değilmiş bak.
Soruların başladığı yerde alevlenendir aşk. Yakan kalp olmaktır artık.
Birlikte olmak, sanki aşktı. Sanki. Ve çok güzel bir şeydi.
Birliktelikti istediğin.
İstedin, nasip oldu.
'Sanki aşk', aslına evriliyor.
Sorularla ilerleyen, sınanarak yürünen bir yol oldu şimdi.
Teslim olmak dediğin birine teslim olmak değilmiş.
Teslim olmak dediğin direnmekmiş. Kendin olmak için direnmek.
Bir kişiye teslim olmak değilmiş, Aşka teslim olmakmış.
Daha çok yolun var.
İyi ki yolun var.
Yollu olmak nasip. Yolda olduğunu idrak en büyük nasip.
Terk merhemi dediğim bu yolun önemli eşiklerinden biri, geçilecek.
Dünyalık bir bulamaçla aşkı idrakin az olur. Dünyasız olmaz, ama onu terk etmelisin.
Dünya var, ve onu terk et. O çünkü seni terk edecek.
Ölünce başlayacak olan idrak eşiği, sen ölmeden de başlayabilir, iste!
İstersen nasibin olur.
Aşkın dünya hali seni kesmez. Yetmez. Bir dünya yetmez. Çok dünyalar var.
Çok alemler var, akacak.
Dünya durulmaz, duru olmaz, dur durak bilmez madem, sende durma, durul.
Ten dediğin haz, enfes, evet.
Evet de yetmez ki.
Daha fazla olmalı. Aşk ki yetmedi dediğinde biten.
Az ile yetinmekte aşk değil ki.
Tende olan tılsımın menbaı, azgın ve içkin olan hazza dönük aşk.
Çok iddialı ve abartılı. Ama iste!
Nasibin olsun.
Teni sömürünce sakinleşen ile,
Teni sömürünce azgınlaşan iki halde dünyanın az olduğunu bildiriyor.
E?
Terk edelim o zaman, oh ne rahat. Böylelikle her şey çözülecek mi?
Tabii ki hayır, tabii ki evet.
Yorumlar
Yorum Gönder