Hâlâ Daha Orada Mısın?



Ah.

Derdo sağır. Sese karşı algısız. Salt titreten ile bilgisi. Tenini, ciğerini titretene ilgisi. Dünya kulağından az, tenindeki titreşimden çok, ellerinden fazla, gözlerindeki titreklikten ‘daha’ fazla.

Onca sessizlikte kendi titreşimlerini bilerek büyüdü, etrafına yabancılaştı, onların seslerini onların istediği şekli ile hissedememesinden kaynaklı bu. Sesin kulağındaki halini değil teninde derisindeki halini bildi. Anası babası bu bilmeyi bilmekten saymadı, el hareketleri ile anlattılar meramı. Kabul etti elbet Selim, başka nasıl olabilirdi ki? Anacığı anlardı, bilirdi, her olan anacığının süzgecinden geçip selametli oluyordu.

Selim’di ismi evet. Anası hüzünlü haz ile Selim’i bırakıp Derdo deyiverdi sessiz gözyaşları ile Selim’ine bakarak. Derdo’m benim. Dertli oğulum, derdi erkenden keşfedenim diye siğim siğim ağlayarak, Selim’i Derdo eyledi. O gün bu gün Selim az, Derdo çok söylendi. Selim’i sadece köyü, Derdo’yu tüm diğerleri bildi.

Derdo’m derdi, kulakları duymuyor, ama dili ses ediyordu, anasına hırıltı haykırış mırıltı ediyordu, anasının titreşimlerine uyumlu, anası Safiye ne bilsin bunları, dellendi yine Derdo diye çaresizleniyordu, sus oğul bi sus ne derdin böyle? Ne edersin böyle.

Derdo büyüdükçe daha bir Derdo oldu. Dert Selim’i Derdo eyledi. Evvel kulağı bilmezdi sesi, ahirde tüm dünyadan bilmezliği edindi, en büyük dert bu.

Bilmez oldu dünyanın hallerini, bilemedi. Anlasa dahi, bilmenin hakkından gelemedi. Anlamak dert, bilememek cahil etti. Anlayışının artması ile Derdo oldu. O zaman farketmese bile şükür etmeli idi buna.

Ölmeye giden hayatlarımız, Derdo’ya biraz farklı olarak icra etti hükümlerini; Hikaye olacak kelimeler birikti bu hayattan. Ölmeye giden hayat, yolda ne kadar ses biriktirdi bilmek zor, ama Ali’ye anlattığı kadarı ile acı dolu idi.

 Ali vicdanlı, o yüzden O’nu buldu Derdo. Vicdan nedir ki? Bulduran bir ‘Şey’.

Bir ay öncesine kadar kırk yıllık hayatında Derdo diye biri yokken, Ali’ye Derdo’yu bulduran ‘vicdan’, meseleyi çetrefil de etti.

Ah ile beraber, ah ile coşkun, ah ile suskun, ah ile anlayışlı, ah ile hayattar, ah ile ölmeye yatkın, ah ile hazineli.

 Ali, ahlı hikayeyi yazmalı idi, anca öyle bilinir bu cinayet hakkı ile. Bilinmesini seçtiği için güdük, ama anlaşılmasını da seçti bilinmesinin yanında, yazmak her ikisine de müheyya, hikaye yazılarak anlamlı ve bilinir.

Ah etmeyi şerh etmek; Alemi âlime cehletmekti.

Ne bilsin Ali? O vicdanından haberli sadece, âlim olmaya değil ârif olmaya meyil etmiş. Meyil, ilk adım. Sonu idrakli ah.

Başı Ah olan hikaye, sonunda da sadece Ah.   

Hayat baştan sona Ah. Yol daim, devam.

Yorumlar

Popüler Yayınlar