KARANLIĞIN İÇİ
Tek tek
bulmaya çalışıyorum şimdi, helallik istiyorum.
Zor tabii ki.
Ama yapmak istiyorum. Bu istemek meşguliyet olsun diye. Vicdanen bir yükümlülük
hissetmiyorum.
Öldürdüm,
ismimi sorsanız mahallenin orta yerinde herhangi birine, kaç leşim olduğunu
söylerler.
Racon kesmek,
en pisinden en iğrencine kadar bende.
Kiralık,
satılık, devren her ne pozisyon olursa olsun; Katilim.
Kaç kişiyi
öldürdüğümü biliyorum. Bilmez mi insan? Unutmak istiyorum ama. Hepsini hem de.
İsmin, namım Ahraz diye bilinir. On üç kişiyi öldürdüm. Çetele temiz. Hapis
yattım, çıktım. Ölüme hapis mi dayanır. Zindan içimizde ayakları var. Yok öyle
bir şey. Zindan mindan yok. Vicdanı küflü hale gelirse insanın vicdan falan boş
iş. Öldürmek, saniyelik. Benim kinim değil başkalarının kinine hizmet için. O
yüzden iş. Temiz iş. Kirli desem de mana aynı. Bana temiz belki sana da temiz,
ama birilerine kirli iş olabilir.
On üç kişinin
yakınlarını bulmaya çalışıyorum şimdi. Nadim olduğumu, onların kölesi
olacağımı, ne olur beni affedin, yaşayamıyorum, diyorum. Değişmiyor hiçbir şey.
İnsanların korktuğunu görüyorum. Benden korkuyorlar. Olacak tabi bunlar,
affettik seni mi diyecekler, öyle mi sanıyorsunuz, öyle olmaz ki. Ben onların
yakınını öldürmüşüm. Belalıyım. Yanımda durmak istemezler tabi. Ama
yalvarıyorum. Çok pişmanım diyorum. İnanası geliyor pek çoğunun. Allah var ve
bu dünya da gösteriyor onlara. Oynuyorum. Karanlık bir oyun. Ama ben
düzeleceğime inanmak istiyorum. İnanmak istiyorum. Allah beni affeder belki
diye, Allah ile sözleşmeler yapıyorum. Kibir doluyum. Cehennemliğim. Bazen
sıyrılıp affet Allah’ım diyorum. Sana inanmak istiyorum. İrademi insanları
öldürmekten yana kullanmayacağım. İşimi değiştireceğim diyorum. Ben sıradan
normal zamanlarımda öldürmüyorum ki. Bana iş için geliyor bu şeyler. Normal
zamanlarımda, sıradan iyiyim. Ama iş, mesai, işte aslında onu da layığı ile
yapmaya çalışıyorum, ama sonuç kötü oluyor. İşim olarak öldürmek kötü. Ama
işimi iyi yapıyorum.
Ölmek hayatın
tabii seyri. Öldürmek en kötü hali. Ama bana büyük bir kibir veriyor, yoksa
öldürmenin kötülüğüne katlanamazdım. Kibirli olmak, can almaktan kaynaklı. Can
veremediğim kişilerin canını alma kibri. Büyüklük, ben can alırım büyüklüğü.
Hadsizlik tabii. Ama oluyor. Can alabiliyorum. İstiyorum planlıyorum ve o plan
sonucu öldürüyorum. Cana kast ediyorum. Kast ile can ölüyor.
Öldürmek kötü,
kabul ediyorum. Kabul etmek ne demek ise? Öldürmek, bizatihi yaşatarak bildiğim
bir hadise, kötü. Ruhum karanlık oluyor. Bunun hazzı var tabii, ama o haz için
öldürmek, denk gelmiyor içime. O yüzden büyük paralar verilmeli bana,
kiralanmam için. Ya da satın alınmam için. Ya da devren satın alınmam için. Can
vermek büyük hadise olduğu gibi, ki Allah’ın işi; Can almak da büyük hadise, o
da Allah’ın işi, ama orada benim vasıtam ile oluyor olan.
Şimdi nadim
olmayı oynuyorum. Meşguliyet olsun diye. Yeni bir iş gelirse onu da yaparım bir
taraftan. İşimi seviyorum diyor bazıları, ben sevmiyorum. Ama karnım doyuyor.
İtibarım var. Korkuyorlar, bunlar faydaları. Ruhmuş, vicdanmış, onlar size
lazım, onlar size lazım olduğu için ben iş yapabiliyorum. Vicdansız mıyım?
Bazen, hadi kıvırmayayım, genellikle. Ama vicdan bana para kazandırmadı. Para
için değil diyeniniz de var, haklı olabilir. Ama vicdanım başka işliyor, ikna
ettim ben onu. Kendime öldürmenin haklı taraflarını buluyorum, onlarla
avunuyorum. Vicdan temizdir, ben temiz taraflarını topluyorum öldürmenin,
vicdanımın önüne koyuyorum, o da onlarla yetiniyor.
Yetinmeyi
bilmek vicdana çok güzel yakışıyor.
Kalbim katı.
Taşlaşmak üzere. Bu hali ne zaman fark ettim biliyor musun? Nadim olmak istediğim zaman.
İlk af
dileyişimde, ikiyüzlü olduğumu bildiğimde.
Kalbim katı.
Taş olmak üzere.
Af diledim,
kalbim katılaştı.
Öldürmek eğer yaşamak için zorunluluksa vicdanı sorgulanmaz. Yok yaşamak öldürmeye koşutsa çekeceği var vicdanın elinden. En büyük cezadır vicdan yoksunluğu.
YanıtlaSil